Görme engelli bebeğin dünyasını kendi sesiyle anlattı

Okul öncesi öğretmenliği lisans mezunu Canan Çam Yücel, özel eğitim alanında görme engelli çocuklar, gençler ve onların aileleriyle yürüttüğü 16 yıllık deneyimini, “Görme Engelli Bir Bebek, Ebeveynlerine Sesleniyor” adlı kitapla derledi. Yücel, kitabında görme engelli bir bebeğin dünyaya geliş anından itibaren anne ve babasından neler beklediğini bebeğin ağzından anlatmaya çalışıyor.

Engelsiz Erişim Derneği’nde de çalışmalar yürüten Yücel ile dernek çalışmaları, kitabının çıkış öyküsü ve engellilerin yaşamda karşılaştıkları zorlukları konuştuk.

8 AYLIK YAZI DİZİSİ

Dernek olarak her ay “Eşit, Erişilebilir, Engelsiz Hayat (EEEH)” dergisini yayımladıklarını belirten Yücel, 8 yıldır yayınladıkları dergide eğitim, erişilebilirlik, hukuk ve özellikle de engellilik ya da yeti farkı üzerine çoğunlukla deneyim aktarımı üzerine yazıların kaleme alındığını söyledi. Dergide 8 ay boyunca görme engelli çocukların ağzından ebeveynlerinden beklentilerine dair kaleme aldığı yazı dizisini dergi editörü Burak Sarı’dan gelen fikirle kitaba dönüştürme kararı verildiğini anlatan Yücel, “Tamamen ebeveynlere ya da görme engelli öğrencilerle karşılaşabilecek olan öğretmenlerin de kullanacağı nitelikte bir yazı yazmayı amaçlamıştım sonra yazı dizisinin bütününe bakınca dergi ekibindeki arkadaşlarım da beğendiler ve bu yazı dizisinin daha çok insana ulaşabilmesi için kitaba dönüştürme kararı aldık” dedi.

Çocuk gelişimi ve gelişim evrelerine yönelik çok fazla basılı ya da internet yayını olduğunu söyleyen Yücel, “Bunları bulmak çok kolay ama engelli bireylere ya da yeti farkı olan bireylere yönelik gelişim evrelerini ele alan çok fazla kaynak yok. Özellikle vurgulamak isterim ki görme engelli çocuklar da yaşıtlarıyla aynı gelişim evrelerinden aynı şekilde geçerler. Fakat öğrenme biçimleri, kullandıkları yöntemler farklı olduğu için biraz daha özelleştirmeye ihtiyaç duyuyoruz. Hangi alana bakarsanız bakın sosyal, bilişsel, psiko-motor aynı aşamalardan geçiyorlar. Bunları dile getirmek istedim” ifadelerini kullandı.

ÇOCUĞUN AĞZINDAN ANLATTIM

Kitapların genelde akademik bir dille yazıldığını ifade eden Yücel, “Eğitimci kimliğimle, şu yöntemi kullanabilirsiniz, çocuğunuz bunu yaptığında şu şekilde davranabilirsiniz gibi bir dille de yazabilirdim. Bunun da yeri ayrı ama bana bu daha samimi geldi, sempatik olabileceğini düşündüm. Akademik türde yazmak daha üstten bir dil olabilir diye bu şekilde aileler üzerinde daha etkili olacağını düşündüm. Bir bebeğin daha sonra 6 yaşına gelen bir çocuğun ağzından yazmaya başladım ve öyle devam ettim” diye belirtti.

Kitabın yazılış amacını Yücel, şöyle anlatmaya devam etti: “Kitabımı bir çocuğun ağzından yazdığım için birincil derecede ebeveynleri ilgilendiriyor ancak bu kitap görme engelli tanıdığı ya da öğrencisi olan herkes için faydalı olacaktır. Okul öncesi dönem, insanın gelişimi için en kritik dönem olarak kabul ediliyor. Bu dönemdeki gelişim evrelerinde doğru bir şekilde eğitim ve destek sağlanabilirse, birçok alanda yaşıtları gibi gelişebilecekleri bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Birçok şey uygulanabilir hale gelirse görme engelli bir bebeğin ya da çocuğun yaşıtlarını yakalamasına mani olmayacaktır. Hem görme engelli hem de eğitimci olarak deneyimlerimden ve lisans eğitimimden edindiğim bilgilerle oluşturduğum bu kitap, asla bir bütünü ifade etmiyor. Ebeveynler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerine kılavuzluk etmesi amacıyla yazılan bu kitap, başucu kitabı olarak düşünülebilir. Kitabımızda özellikle QR kodun olmasına önem verdik sadece gören kişilerin okuyabileceği bir kitap olarak tasarlamadık çünkü biz zaten her materyale herkesle aynı anda erişebilmeyi savunan bir STK olduğumuz için, mümkün olduğunca her formatta okunabilir bir kitap oluşturmak istedik. Braille alfabeyle baskı biraz daha teferruatlı ve maliyetli olduğu için ülkemizde görme engelli kullanıcıların telefonuyla okuyabileceği hale getirdik. Yazılı metnin sesli halini Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Eğitim ve Teknolojileri Merkezi yaptı. İsteyenler bu şekilde ya da satın alarak doğrudan kitabın içeriğine ulaşabilirler.”

DERNEK ÇALIŞMALARI HAKKINDA 

Engelsiz Erişim Derneği’nin çalışmalarına dair de Yücel, 2011’de dernekleştirdiklerini ve sayılarının az olmasına rağmen çok fazla işe imza attıklarını belirtti. Hak temelli çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Yücel, “Burada, öznelerin söz sahibi olduğu, engelli ya da yeti farkı olan bireylerin kendileri adına, kendilerinin konuştukları, ihtiyaçlarını dile getirip bunlara çözüm yolları bulup, çevresindeki gruplarla, kişilerle, kurum ve kuruluşlarla paylaştığı bir dernek. Sağlık, eğitim, bilişim aklınıza gelebilecek her alanda erişilemezlik söz konusu ise engelsiz erişim derneğinin çalışma alanına dönüşüyor, tek bir konuda özelleştirmiyoruz. Bir konuda ihtiyacımız doğduğunda olması gerekeni tespit ettiğimizde o konuda çalışmak bizim kendimize biçtiğimiz görev” diye belirtti.

Derneğin görme engelliler tarafından kurulduğunun altını çizen Yücel, dernekle ilgili şu bilgileri aktardı: “Üyelerimizin görme engelli olması gibi zorunluluğu yok. Bize destek vermek, birlikte hak mücadelesi yürütmek isteyen herkes derneğimizin üyesi ya da gönüllüsü olabilir. Adına ‘engelsiz eğitimler’ dediğimiz uzun yıllardır online yürüttüğümüz eğitim çalışmamız var. ‘Selen Özel Bilgi Yarışması’ adında her yıl düzenlediğimiz Türkiye’den birçok görme engellinin ya da engelsiz bireylerin yer aldığı, yarışabildiği, birbirleriyle tanışıp kaynaşabildiği bir çalışmamız var. ‘Beyaz Baston ve Erişilebilirlik’ festivalimiz var. Burada da farklı erişilebilir iyi örnekleri herkese sunduğumuz kendimizin de gezip, görüp, yaşayıp öğrendiğimiz bir ortam oluyor. Haftalık radyo programlarımız var eğitici, öğretici, eğlendirici programlar oluyor.”

FARKLILIK ZENGİNLEŞTİRİR

Amaçlarının yeti farkındalığı yaratmak olduğunu belirten Yücel,  “Engellilik diye bir şeyin varlığını savunmuyoruz. Bunu engellenmişlik olarak nitelendiriyoruz. Ben görme engelli bir birey olarak kaldırımlarda yürürken sıkıntı yaşıyorsam bunun temel sebebi benim körlüğüm değil oradaki erişilebilirlik sıkıntısı ya da kaldırım üzerine park edilmiş araçlardır. Literatürdeki kavramlarla değil onun oturduğu yerle ilgileniyoruz. Asla eksiklik olarak tanımlamıyoruz, farklılıkların tüm insanlığı zenginleştirdiğine inanıyoruz. Bizim sadece görme kaybımız var bu örnek üzerinden gidersek bu hayatımızdaki her şeyimizi, bütünümüzü engelleyen bir şey değil. Sadece bir yeti farkı, ancak bunun bizim yaşamımızdaki hiçbir şeye engel olmadığını söylüyoruz. Erişilebilirlik varsa her şeyin mümkün olduğunu söylüyoruz. Bu konuda erişilebilirliğin sağlanması için elimizden geleni çabayı göstermeye çalışıyoruz” dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner78

banner79