İşitme Engelli Bir Müzik Dahisi

Beethoven

Bizden birilerinin hikayelerini paylaşmaya başlayacaksam eğer, Dünyaca ünlü bir isimle, bir ustayla, işitme engelli bir müzik dahisiyle başlamanın daha doğru olacağını düşündüm. Açıkçası Beethoven ismini de tesadüfen bulmadım. Bu bizim Muş’lu Beethoven diye anılan bir engelli kardeşimiz var ya hani, onu araştırırken, bari bir dünya markasıyla başlayım da, Muş temsilcisini de sonraki yazıya bırakayım diye bir sılama yapıverdim kafamda.

Yaşamı boyunca sağlık problemleri çekmiş, 1801'de işitme problemleri yaşamaya başlamış ve 1817'de tamamen sağır olmuş Ludwing Beethoven’nın hayat hikayesiyle startı verdim.

Buyurun başlayın öyleyse okumaya;

***

Beethoven 17 Aralık 1770 tarihinde Almanya Bonn’da saray orkestrasında müzisyen olan bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelir. İki erkek kardeşi daha vardır ve 4 erkek kardeşi ise doğumdan hemen sonra ölmüştür.

Babası müzisyen olmasından dolayı, Beethoven’daki yeteneği hemen keşfeder ve oğlunun bu yeteneğini paraya dönüştürmenin yollarını arar.

11 yaşından itibaren sarayın müzik şefi tarafından eğitilmeye başlanan Beethoven, babasının alkolik olmasından dolayı daha 13 yaşındayken saray bandosonda viyolist olarak çalışmaya başlar ve aile bütçesine katkıda bulunur.

17 yaşındayken, babasının örnek aldığı Mozart’tan ders almak için Viyana’ya giderek hem Mozart’tan ders alır hemde onunla beraber konserlere çıkarak kendisini geliştirir ve “Aman bu çocuğa dikkat edin, gelecekte müzik alanında isminden çok bahsedilecek” diyerek Mozart’ın övgüsünü almayı başarır.

Ama daha iki hafta geçmeden annesinin hastalığından dolayı Almanya’ya dönmek zorunda kalarak, annesinin veremle mücadelesinde son anlarında annesinin yanında yer alır. Annesinin henüz 40 yaşında veremden ölmesi onu çok sarsar ve melonkolik tutum ve davranışlar sergilemeye başlar.

1797 yılında, yani 27 yaşındayken tekrar Viyana’ya gider. Mozart ölmüş olduğundan saray orkestrasında üstelik kendi bestelerini çalmaya başlar ve fakir bir aileden gelen Beethoven para kazanmaya başlayarak asiller gibi bir hayat sürmeye başlar. Bu iyice kendine özgüven duymasını sağlar ve müzik alanında gelişmesinin önünü açar.

1976 yılında işitme gücünü yavaş yavaş kaybetmeye başlayan Beethoven işitme gücünü 22 sene sonra tamamen kaybeder.

30 yaşlarına doğru işitme gücünün ağır ağır kaybetmesine rağmen kimsenin bu durumdan haberdar olmasını istemez.

Genç Beethoven Mozart’tan sonra en iyi müzisyen olarak bilinirdi. 20’li yaşlarının ortalarında Haydn ile çalıştı ve parlak bir virtüöz piyanist olarak görüldü.

30 yaşına geldiğinde birkaç piyano konçertosu, altı telli kuartet ve ilk senfonisini besteledi. Önündeki uzun ve başarılı bir kariyer yaşamı için her şey iyi gidiyordu.

Sonra, kulaklarında bir uğultu hissetmeye başladı, her şey değişmek üzereydi.

Beethoven ağır işitmeye başladığında kaç yaşındaydı?

Yaklaşık 26 yaşında, her iki kulağında uğultu ve çınlama duymaya başladı. 1800 yılında, 30 yaşında Bonn’da doktor olarak çalışan Viyana’dan bir çocukluk arkadaşına bir süredir çektiği acıyı yazdı:

“Son 3 yıldır işitmem giderek kötüleşiyor. Bu tuhaf duyma sorunu ile ilgili sana biraz bilgi vermeliyim. Tiyatroda sanatçıları anlamak için orkestraya çok yaklaşmam gerekiyor. Bu mesafeden enstürmanların yüksek notalarını ve şarkıcıların seslerini duymuyorum. Bazen de sessiz konuşan insanları oldukça zor duyuyorum. Duyduğum sesler doğru ancak kelimeler değil. Ve eğer biri bağırırsa, buna dayamam.”

Beethoven bu problemi en yakınlarından bile gizli tutmaya çalıştı. Eğer fark edilirse, kariyerinin mahvolacağından korktu.

“İki yıl boyunca neredeyse bütün sosyal toplantılardan kaçındım çünkü insanlara ‘Sağır olduğumu’ söylemem imkansız, diye yazdı. “Başka bir mesleğim olsaydı, daha kolay olurdu, ama mesleğimde korkunç bir durum.”


Bir keresinde Beethoven, besteci Ferdinand Ries ile birlikte bir ülkede gezintiye çıktı ve yürürken pipo çalan bir çoban gördü. Beethoven, Ries’in yüzünden çok güzel bir müzik çaldığını gördü, ama duyamadı. Beethoven’ın bu olaydan sonra bir daha asla eskisi gibi olmadığı söylendi, çünkü ilk kez sağırlığı ile yüzleşti.

Beethoven görünüşte 1812’ye kadar biraz konuşma ve müzik duyabiliyordu. Ancak 44 yaşındayken neredeyse tamamen işitme kayıplıydı ve pek çok sesi duyamıyordu. Bu onun için yıkıcı olmalıydı.

Beethoven neden çok ileri derecede işitme kayıplı oldu?

İşitme kaybının kesin nedeni tam olarak bilinmiyor. Teoriler, sifilizden kurşun zehirlenmesine, tifüse, hatta muhtemelen uyanık kalması için başını soğuk suya sokma alışkanlığına kadar uzanmaktadır. Bir noktada, birileri işini yarıda kestiğinde, 1798’de öfkeli bir şekilde acı çektiğini iddia etti. Çoğu kez, gastrointestinal problemlerden sorumlu tuttu.

“Bunun nedeni, bildiğiniz gibi her zaman berbatlaşan ve daha da kötüye giden karnımın şartı olmalı” diye yazdı, “çünkü her zaman olağanüstü zayıflığa neden olan ishalle uğraşıyordum.”

Ölümünden sonra yapılan otopsi, zamanla lezyonlar geliştiren şişmiş bir iç kulağa sahip olduğunu ortaya çıkardı.

. Beethoven işitme kaybı için hangi tedaviyi aradı?

Tuna Nehri’nin suyu ile ılık bir banyo yapmak, Beethoven’ın mide rahatsızlıklarına yardım ediyordu, ancak işitmesi daha da kötüleşti. “Kulaklarım hariç daha güçlü ve daha iyi hissediyorum, kulaklarım gece gündüz sürekli şarkı söylüyor ve vızıldıyor.” Tuhaf bir çözüm olarak ıslak bir ağaç kabuğunu kuruyana ve kabarcıklar üretene kadar kollarına bağladı. Bu, işitme kaybını tedavi etmedi – sadece iki hafta boyunca piyanodan uzak durmasını sağladı.1822’den sonra işitmesi için tedavi aramaktan vazgeçti. Özel işitme trompetleri gibi çeşitli işitme cihazları denedi.

Peki, duymadıysa nasıl beste yaptı?

Beethoven hayatının ilk otuz yılı boyunca müzik dinledi ve çaldı, bu yüzden enstrümanların ve seslerin nasıl çaldığını ve birlikte nasıl çalıştıklarını biliyordu.


İşitme kaybı, ani bir işitme kaybından ziyade progresif ilerliyordu. Bu yüzden her zaman kompozisyonlarında nasıl bir ses olacağını zihninde hayal edebildi.

Beethoven’nın Yaşamı: 1803 – 1812

Beethoven’ın hizmetçileri, işitme duyusu kötüleştikçe, piyanoda oturduğunu, ağzına bir kurşun kalem koyduğunu, notanın titreşimini hissetmek için enstrümanın ses tablasının diğer ucuna dokunduğunu hatırladı.

Beethoven’ın işitme kaybı onun müziğini değiştirdi mi ?

Evet. İlk çalışmalarında, Beethoven tüm frekans aralığını duyabildiği zaman, bestelerinde daha yüksek notları kullandı. İşitmesi kötüleştiğinde ise daha net duyabildiği alt notları kullanmaya başladı.
Moonlight Sonata, tek operası Fidelio ve altı senfoni dahil eserler bu dönemde yazılmıştır. Yaşamının sonlarına doğru yaptığı kompozisyonlarda yüksek notalar, hayal gücünün bir ürünü olarak geri dönmüştür.

Yüksek notalar kompozisyonlarının ömrünün sonuna doğru geri döndü.

Beethoven sahne almaya devam etti mi?

Evet. Ama notaları duymak için onlara çok sert vurarak piyanoları mahvediyordu.
Besteci Louis Spohr, 1814 yılında Beethoven’i Archduke Trio için yaptığı bir provada izledikten sonra şöyle dedi:

“Zavallı sağır adam, forte pasajlarında teller sarsılıncaya kadar tuşlara bastı ve pianoda, o kadar yumuşak bir şekilde çaldı ki, bütün nota grupları atlandı. Böylece piyano (pianoforte) parçası olarak bakılmadıkça müzik anlaşılmaz hale geldi. Çok zor bir kader olarak çok üzülmüştüm.”

Muazzam Dokuzuncu Senfonisinin galasına geldiğinde, Beethoven bunu yapmakta ısrar etti. Orkestra, bestecinin yanında durmak için başka bir şef, Michael Umlauf’u kiraladı. Umlauf, sanatçılara kendisini takip etmelerini ve Beethoven’ın talimatlarını görmezden gelmelerini söyledi.

Senfoni, Beethoven’ın duyamadığı acımasız alkış aldı. Efsaneye göre, genç kontralto Carolina Unger maestroya yaklaşır ve alkışları görmesi için onu izleyiciyle döndürür.

Sağırlığının sebebi hep tartışılsa da neden ve nasıl sağır olduğu tam olarak anlaşılamaz. Sağır olmasını gizlemeseydi basit bir tedavi ile iyileşebileceği de iddia edilir.

***

Kim ne derse desin, Beethoven, işitme engelli olmasına rağmen gene de 9.senfonisini bestelemiş ve halkın beğenisini kazanmıştır.

İnsan azmederse, yeteneklerini gün yüzüne çıkartırsa, ve çevresi de ona engel olmadan onun önünü açarsa engelliler her türlü başarıyı sergileyebilirler. Yeter ki toplum onları anlasın ve onlara fırsat tanısın.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Musa Ulusoy 4 yıl önce

Etkileyici ve hüzünlü bir hikaye.

Avatar
Musa Ulusoy 4 yıl önce

Açıkçası kimmiş bu Muşlu Betoven merak ta ettim,
Devamını sabırsızlıkla bekleyeceğim.

banner78

banner79