Bugün sizlerle değerli bir kardeşimden gelen mektubu paylaşmak istiyorum. Buyrun hep birlikte okuyalım;
Merhabalar.
Ben de, bu durumla mücadele eden, ancak yıllardır bu kaderi kabullenmiş bir vatandaş olarak artık bu konuyla ilgili bir şeyler yazmaya karalamaya karar verdim.
Evet, bugün ki konumuz, “ Türkiye’de engelli olmak. “
Dışarıdan bakıldığında kolay gibi görünse de, aslında her bireyin kendi iç dünyasında ve dış dünyasında güçlü olmasını gerektiren bir konudan bahsediyorum sizlere.
Türkiye’de yaşayan günümüzde toplam rakam 9 milyon civarı olsa da, her engelli vatandaşa “ Engelli olmanın tanımı ve engellilik durumuyla yaşamanın zorlukları “ sorulduğunda alınan her cevap birbirinden farklı olacaktır.
Günümüzde hepimizin bildiği üzere;
Engel çeşitleri ;
* Ortopedik Engellilik (Fiziksel Engellilik):
* Görme Engellilik:
* İşitme Engellilik:
* Zihinsel Engellilik:
* Ruhsal ve Duygusal Engellilik:
* Dil ve Konuşma Engelliliği:
* Süreğen (Kronik) Hastalıklar:
Olarak sınıflandırılmaktadır.
Aslında önemli olan, her insanın bildiği gibi “ Kalp gözü “ dür.
Ve iyi bilinmelidir ki; her insan hayatı boyunca her işini kalp gözüne emanet eder.
Hayatı paylaşmaya da, hayatı yaşamaya da, hayatı sevmeye de hiçbir şey engel değildir.
Ben de bir engelli vatandaşım ve sizden çok rica ediyorum,
Artık hayatı sadece Sevgi ile paylaşalım.
Hayatı zorlaştırmak yerine sevgiyle paylaşalım.
Kesinlikle sloganımız,
“ Hayat, engelli koşu değil ; ortak maratondur… “
Bütün engelli arkadaşlarıma, kardeşlerime kalpten derin sevgi ve saygılarımla…