EngelsizlerHaber

Birleşmiş Milletler, engelli kız ve kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüz olayları hakkında önemli bir adım attı

HABER

Bursa Hakimiyet yazarı Ali Genç'in Utanç raporu-1 yazısı...

Utanç raporu-1

İnsandan insana ya da insandan hayvana şiddetin her türlüsü, çok sert sözlerle kınansa da yasal düzenlemeler ve toplumsal bilinçsizlik, vakalara her gün yenilerini ekliyor ne yazık ki. Özellikle ünlü bir ismin 'kadına şiddet' konusuyla gündeme gelmesi, toplumun dezavantajlı gruplarında yaşanan insanlık adına utanç verici olaylar kadar ses getirmiyor. Ünlü bir isim şiddet mağduru olduğunda birkaç gün sosyal medyadan veryansın ediyor sonrasında konuyu unutup gidiyoruz. İşin bir de engelliler boyutunu düşünün!

En büyük uluslar üstü organizasyon konumunda olan Birleşmiş Milletler, engelli kız ve kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüz olayları hakkında Nisan ayında çok önemli bir adım attı. Kadına Karşı Şiddet BM Özel Raportörü Dubravka Simonovic, bu vakalarla ilgili sivil toplum kuruluşlarından bilgi beklediklerini belirterek özellikle tecavüz olayları hakkında detaylı bilgi edinebilmek için BM'nin resmi sayfasında 25 soru yayınladı.

Bu 25 soruya yanıt bulmak için Engelli Kadın Derneği, Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği ile Van İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği el ele verip 2013'ten itibaren 7 yıl boyunca yaptıkları şiddet izleme raporunu 20 Mayıs günü Raportör Simonovic'e iletti. Siz değerli okuyucularım için o raporu tercüme ettirdim ve can alıcı birkaç noktasını bu satırlarla paylaşmak istedim. Tercüme için sevgili dostum Erdal Çatalkaya'ya ayrıca teşekkür ederim.

Engelli Kadın Derneği'nin araştırmasına göre 2013-2014 yıllarında 20 taciz; 31 tecavüz ve 10 fuhşa zorlama vakası tespit edildi. Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği de 2012-2016 arasında 141 taciz, 24 tecavüz, 47 çoklu istismar vakası belirledi. Yine Van İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği ise 2018-2020 döneminde 28 tecavüz vakası tespit etti. Bir de tespit edilemeyenler var tabi...

Raporda dikkati çekilen bir diğer nokta da engelli kadınlara yönelik şiddet vakalarının çoğunun bakımevi, huzurevi ve rehabilitasyon merkezlerinde gerçekleştiği yönündeki tespit! Bu tespite göre engelliler, sığınmak zorunda kaldıkları bu 'korunaklı' yerlerde şiddetin alçak yüzüyle karşı karşıya gelebiliyor! Raporda, engellilere yönelik şiddet vakalarının basında yer almasına ve raporlanmasına karşın bu merkezlerin yeterince gözlenemediği de vurgulanıyor. Yani denetim mekanizmasının işlemediğinin altı çiziliyor. Bir merkezde şiddete maruz kalan engelli kadının, nakledildiği başka bir merkezde de aynı durumla karşı karşıya kalabildiği de kaydediliyor. Hatta önemli bir nokta daha var. Şiddet mağduru olduğu açığa çıkan kişinin, bu ve benzeri çevrelerde yaşadıklarının kanıksanması nedeniyle daha fazla şiddete maruz kaldığı durumlar olduğu da dile getiriliyor.

Raporda Birleşmiş Milletler'in, devletleri bu konuda kuralları belirlemiş olan uluslararası mevzuata uygun hareket etmeye davet ettiği de hatırlatılıyor. Devletlerin, sivil toplumun ilgili organizasyonlarının da katılımıyla ulusal bir uygulama ve gözlem mekanizmasını işletmesi gerektiği bilgisi de var. Özetle denilen şu: resmi makamlar, engellilerle ilgili çalışma yürüten sivil toplum kuruluşlarını da yanına alarak bu tür vakaların önüne geçmek için hem uygulama hem de denetimde etkin rol oynamalıdır.

Birleşmiş Milletler'in çizdiği rotaya uyulması olmazsa olmaz görünüyor. Aksi halde, mağduriyetlerin toplum için sıradanlaşması tehlikesi ortaya çıkacaktır. Bu da mağduriyetlerin toplumda dile getirilemeyişi için zemin oluşturacak ve engellilerin karşı karşıya kaldığı taciz, tecavüz ve şiddet olayları rapordaki verilerden de anlaşıldığı üzere katlanarak artacaktır. Raporda dikkati çeken daha birçok önemli detay var. Onları da bir sonraki yazımda sizlerle paylaşmış olacağım.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.