Bu model neden Bolu’da da umut olmasın?
Kütahya’da hayata geçirilen “Bi Tebessüm Down Cafe”, sadece bir sosyal girişim değil; aynı zamanda bir dönüşüm hareketi. Bu özel kafe, down sendromlu gençlerin toplumla kaynaştığı, üretkenliğini sergilediği ve ekonomik hayata katıldığı nadir örneklerden biri olarak dikkat çekiyor. Bu model neden Bolu için de umut olmasın?
Bolu'da gezilecek yerler
Türkiye genelinde yaygınlaşan umut mekanları
Kütahya’daki girişim, yalnız değil. Türkiye’nin dört bir yanında benzer projeler hayata geçmeye başladı. İstanbul, Ankara, İzmir ve Eskişehir gibi şehirlerde down sendromlu bireylerin görev aldığı kafeler ve atölyeler toplumsal farkındalık açısından büyük rol oynuyor. Türkiye’de en az 20’ye yakın Down Cafe aktif olarak faaliyet gösteriyor.Türkiye Down Sendromu Derneği’nin verilerine göre Türkiye Down Sendromu Derneği’nin verilerine göre, 2012’den bu yana 18 şehirde 50 farklı firmada 128 down sendromlu birey işe alındı. 2025 yılı itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 70 bin down sendromlu birey bulunduğu tahmin ediliyor. Her 800 doğumdan biri bu sendromla dünyaya geliyor. Ancak bu bireylerin yalnızca çok küçük bir bölümü istihdam edilebiliyor. Yani binlerce birey, üretken olabilecekleri halde toplum dışında kalıyor.
Bolu’da rakamları ne diyor?
Bolu’nun yaklaşık 320 bin nüfusu içerisinde, tahminlere göre 600’e yakın down sendromlu birey bulunuyor. Ancak bu bireylerin %2’den daha azı çalışma hayatına dahil olabiliyor. Geri kalanlar ise ya evde kapalı bir hayat yaşıyor ya da sosyal çevrelere katılım gösteremiyor. Oysa Kütahya’daki gibi projelerle bu tablo kolayca değişebilir.
Sadece bir kafe değil, hayata açılan kapı
Bir Down Cafe açmak, yalnızca iş istihdamı yaratmak anlamına gelmiyor. Aynı zamanda bu bireylerin özgüven kazanmasını, sosyal becerilerini geliştirmesini ve toplum tarafından daha fazla kabul görmesini sağlıyor. Bu projeler, aileler için de bir umut ışığı olabilir. Kütahya Valisi Musa Işın’ın da söylediği gibi, “Bu girişimler yaygınlaştırılmalı.”
Destek gerekli ama imkânsız değil
Bolu’da bu tür bir girişimin hayata geçmesi, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve yerel iş insanlarının iş birliğiyle mümkün. Yer tahsisi, eğitim desteği, sponsor iş birlikleri ve gönüllü koçluklar gibi adımlar bu projeyi gerçeğe dönüştürmek için yeterli.