Ankara İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü’nün desteğiyle yürütülen projede, görme yetersizliği bulunan bireyler ile gören bireyler el ele vererek eserler üretti. Dört gün boyunca açık kalacak sergide, her eserde hem bireysel dokunuş hem de ekip ruhu öne çıkıyor. Ziyaretçiler, gözlerini kapatarak eserleri dokunarak tanımaya çalıştı; duyuların gücünü yeniden keşfetti.
DUYGU YÜKLÜ DİNLETİYLE SANAT BÜTÜNLENDİ
Sergi sadece görsel değil, aynı zamanda işitsel bir deneyim de sundu. Görme engelli genç sanatçı Çağla Kıcır’ın sesiyle gerçekleştirdiği solo performans ve Mehmet San’ın piyano eşliği, ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşattı. Bu özel dinleti, serginin duygusal bağını güçlendirdi.
MARŞAD BAŞKANI ERİL: ‘DENGLERLE SANATTA BİRLEŞTİK’
Serginin açılışında konuşan MARŞAD Başkanı Zuhal Erol, yıllardır hayalini kurduğu bir projeyi hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadığını belirtti. “10 gören, 10 görmeyen gençten oluşan bir denge kurduk. Kız-erkek eşitliğini gözetip, her gören genç arkadaşımıza görme engelli bir arkadaş mihmandarlık etti. Bu sayede hem empati hem de özgüven gelişti” dedi. Katılımcı gençlere beden dili, anlatım ve birlikte üretim üzerine eğitimler verildiğini de sözlerine ekledi.
BETİMLEYEREK ANLATMAK, GÖREREK ANLAMAK
Proje sürecinde katılımcılar birlikte Ankara’nın tarihi ve kültürel mekânlarını ziyaret etti. Bu gezilerde gören bireyler, görme engelli arkadaşlarına mekânları detaylı şekilde betimleyerek aktardı.
Erol’un ifadesiyle; “Görenler daha dikkatli baktı, görmeyenler ise daha derinden hissetti.” Ortaya çıkan sanat eserleri, bu karşılıklı öğrenme sürecinin bir meyvesi oldu.
‘BİZ BURADAYIZ’ MESAJI: PARMAK İZLERİYLE HAYAT BULAN SANAT
Sergide Atlı Spor Kulübü’nü temsil eden bir eserle yer alan görme engelli katılımcı Çağla Kıcır, projenin kendisi için ne kadar kıymetli olduğunu anlattı.
“Gören arkadaşım benim dünyamı daha iyi anlamaya çalıştı, ben de onunkini. Bu proje karşılıklı bir öğrenme süreciydi. Parmak izlerimizle ‘Biz buradayız’ dedik,” ifadelerini kullandı. Eserlerde kullanılan kil, yapraklar ve at figürleri, sadece birer sanat objesi değil, aynı zamanda duygu ve birlikteliğin ifadesi oldu.