Engelli kadınlar erkek şiddetinden nasıl korunacak?

*Şiddet farkında olmamızı gerektiren bir mesele.

*Engelli kadınlar şiddetle mücadele mekanizmalarına erişemediği için şiddete maruz kalmıyor gibi algılanıyor.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde Engelli Kadın Derneği’nden Avukat Özlem Kara ile konuştuk.

Kara, engelli kadınların yaşadığı şiddet ve ayrımcılığa yönelik “Doğduğunuz andan itibaren başlayan eşitsizlik hayatın her alanına yayılıyor” diyor.

Özlem Kara, engelli kadınların erkek şiddetiyle mücadelesini anlatıyor. 

Türkiye’de hem kadın hem engelli olmak ne anlama geliyor?

Bence kadın ve engelli olmak dünyada bir sorun. Dolayısıyla bu genel sorundan Türkiye'de yaşananlar çok bağımsız değil ama tabii Türkiye'nin kendine özgü bazı başka zorlukları var.

Heleki grubun aslında çok farklı ve etkileşimlerden kaynaklı yaşadığı ayrımcılıklar var. Bir kere bu ayrımcılığı besleyen en önemli nedenlerden bir tanesi bence kalıp yargılar, ön yargılar, eril düşünceler, ataerkil sistem.

Bunların hepsi bir araya geldiğinde bir taraftan cinsiyet kimliğinden doğru, bir taraftan da engellilikten doğru bir kesişim alanına dönüşüyor ve engelli kadın olmak aynı zamanda kesişimsel bir varlık alanı olarak yaşanan tüm bu ayrımcılığı katmerli bir hale getiriyor diyebiliriz.

Engelli kadınların evde, iş yerinde, sosyal yaşamında karşı karşıya kaldığı ayrımcılıklar neler?

Ayrımcılık türleri çok çeşitli ve çok genel bir zemine oturtmak her zaman kolay olmayabiliyor. Ama şöyle bir şey söyleyebilirim. Aslında kesişimsel bir kimliğe sahip olmanın şöyle bir dezavantajı var; bir taraftan toplumsal cinsiyet kimliğinizden kaynaklı bir gruba dahilsiniz. Fakat o grup engelli olduğunuz için sizi görmüyor.

Diğer taraftan engellisiniz, engelli kimliğimizden doğru bir gruba dahilsiniz, ama o grupta da kadın olmaktan kaynaklı yaşadıklarınız sebebiyle görünür değilsiniz. Dolayısıyla aslında o ayrımcılık türlerinin çeşitlendiren mesele de buradan doğru ortaya çıkan bir şeye dönüşüyor.

Doğduğunuz andan itibaren eğer süreç hani anne karnında bir bebeğin engelli ya da kız bebek olacağının belli olması andan itibaren şekillenir. Eğer kız bebek doğacaksa renk tercihinden tutun da oyuncaklara varıncaya kadar o andan itibaren belirlenmiş bir algı üzerinden şekillenir her şey.

Daha doğrusu engelli olacaksa da işte çok daha farklı hayal kırıklıkları olur. O çocuğun istediği hedeflerine ulaşamayacağı düşünülür. Ailenin o çocukla gurur duymayacağına inanılır gibi gibi. Buradan başlayan o eşitsizlik hayatın sonrasında her alanına yayılıyor. Yani evde güçlenemediğin, eşit bir birey olamadığın için oradan bir eksik başlıyor.

Sonrasında eğitim hayatı hem cinsiyet hem de engellilik sebebiyle ortaya çıkan etkenlerden dolayı grafiği çok yükseltemeyecek duruma geliyor. İyi eğitim alamadığınız için iyi bir iş sahibi olamıyorsunuz. İyi iş sahibi olamadığınız için ekonomik olarak hayatınızı belli bir standartta tutamıyorsunuz. Sosyalleşmek ile ilgili başka sorunlarınız oluyor.

Bunlar bir ağacın dalları gibi o kadar çok birbiriyle etkileşim halinde olan durumlar ki, “hangi alanda engelli kadınlar ayrımcılığa uğruyorlar?” diye sorduğunuzda şu alan diyemem. Çünkü bu alanlar neredeyse hayatın her alanına yayılmış durumda ve birbirini çok yakından etkileyen alanlar.

“Eğitim ayrımcılığın en çok görünür olduğu alanlardan biri"

Evet bir alan belirlemek gerçekten çok zor ancak yine de sizin gözleminize göre en fazla ayrımcılık yaşanan alanın hangi alan olduğunu söyleyebiliriz?

Mesela eğitim bunlardan bir tanesi bence. Çünkü mevcut istatistiklere baktığınızda ilkokul çağındaki engeli olmayan kız ve erkek çocukların okullaşma oranlarına baktığınızda hemen hemen sayıların birbirine yakın olduğunu görüyorsunuz. Erkek çocukların okullaşma oranları daha yüksek ama kız çocuklarla aralarında belki çok büyük devasa farklılıklar yok.

Peki engeli olan çocuklarla engeli olmayan çocuklarda durum ne diye baktığımızda engelli çocukların okullaşma oranlarının engeli olmayan çocuklara oranla daha az olduğunu görüyorsunuz.

Ama “engelli kız çocukların durumu nedir?” diye sorduğunuzda da sayının engelli erkek çocuklardan daha az olduğunu görüyorsunuz. Dolayısıyla eğitim hayata başlarken çok önemlidir ya, daha doğrusu doğduğunuz ortam da aile de önemli.

Bir sürü şeyi barındıracak, sonrasında hayatımızı şekillendiren. Eğitim bu başlıklardan birisi olarak söylenebilir. Diğeri de şiddet. Görünmeyen bir mesele olması sebebiyle bence şiddet çok önemli.

“Şiddet engelli kadınların görülmediği alanlardan bir tanesi”

Tam da şiddet konusuna gelmişken engelli kadınların maruz kaldığı şiddet için ne demek istersiniz?

Bir kere şiddet engelli kadınların görülmediği alanlardan bir tanesi. Yani hayatın pek çok alanında engelli kadınlar, onların sorunları ve ihtiyaçları görünmüyor belki ama bu alanları bence en önemlilerinden bir tanesi şiddet. İlk defa sizin de söylediğiniz gibi 2013-2014 yıllarında biz Türkiye'de engelli kadına yönelik şiddet raporunu yayınladık ve bu zamana kadar da bu alanda yapılmış herhangi bir çalışma yoktu.

Temel sorunlardan birincisi bizim bir verimizin olmaması. Türkiye’de kaç tane engelli kadın yaşıyor? Bu engelli kadınların engel türleri ne? Yaş aralıkları ne? Bu kadınlar çocuk sahibi mi? Değil mi? Aileyle mi yaşıyor? Hayatlarını nasıl sürdürüyorlar? Bir şiddet hikayeleri var mı? gibi temel bir veri olanağına sahip değiliz.

İkincisi şiddetle mücadele mekanizmalarını engelli kadınların ulaşmasıyla ilgili çok ciddi problemler var. Aslında veri sağlayan etkenlerin önemli bir bölümü de bu mekanizmalar aracılığıyla sağlanıyor biliyorsunuz.

Yani danışma merkezine giden kadının diyelim ki verisi tutuluyor değil mi? Ya da işte kadın konuk evine ya da sığınma evine giden kadının virisi tutuluyor. Ama bu veriler dahi tutulurken gelen kadının engelli olup olmadığı gibi özel bir veri yaklaşımı olmadığı için mesela kaç tane engelli kadının bu mekanizmalara eriştiğini ya da erişmeye çalıştığını bilmiyoruz.

Bu mekanizmaların çoğunun zaten engelli kadınlar ulaşabiliyor mu? O da tartışmalı. Çünkü şiddetle mücadele mekanizmaları dediğimiz mekanizmanın acil destek hattından tutun da danışma merkezlerine, şiddet izleme ve önleme merkezleri, bugün kamudaki ismiyle önleme merkezlerine ve oradan da sığınma evleri ya da kadın konuk evlerine gidilen süreçte bu mekanizmaların engelli kadınlara ne kadar engelli kadın için erişilebilir olup olmadığı mesela bir muamma. Neden?

Çünkü mesela eğer siz uygun bir acil destek koymamışsınız, hattı kurmamışsanız işaret diliyle iletişim sağlayabilecek bir hizmeti yoksa o destek hattının ya da yavaş konuşan daha yavaş algılayan bir kadının ihtiyacını gören yerden bir danışma hattı kurmamışsanız, bu danışma hattını o engelli kadının kullanması söz konusu olmayacak.

Eğer danışma merkezlerimizi kentin erişilebilir noktalarına koymamışsanız, engelli kadınların her türlü erişilebilirlik olanaklarından yararlanarak bu merkezlere ulaşması olanaklı olmuyorsa o kadınların bu danışmanlık ve destek hizmetlerinden yararlanması söz konusu olmayacak.

Yine kadınların can güvenliğini güvence altına almak, can güvenliğini sağlamak için hazırlanan, faaliyet gösteren kadın konuk evleri ya da sığınma evleri engelli kadınların yaşamlarını sürdürebilmelerine olanak sağlayacak şekilde değilse engelli kadınların o olanaklardan yararlanması mümkün olmayacak demektir. Dolayısıyla bu mekanizmalara erişemediği için engelli kadınlar sanki şiddete maruz kalmıyor gibi algılanıyorlar.

Son olarak siz avukatsınız engelli kadınlar bir şiddete uğradığında ne yapmalı?

Engelli kadınların yaşadıkları şiddetle baş etmeleri, yani fiziksel olarak kendilerini korumaları birtakım fiziksel olanaksızlıkları sebebiyle yeterli olmayabiliyor.

Örneğin şöyle bir olay hatırlıyorum; tekerlekli sandalye kullanan ve kasla ilgili bir engeli olan bir kadın evde babası ve ablası şiddet uyguladığında kolunu kaldırıp yüzünü kapatamadığı için şiddete maruz kalıyor.

Dolayısıyla birinci şey o şiddet ortamından uzaklaşmak ya da o şiddet ortamından kendinizi korumakla ilgili bir dezavantaj.

İkincisi, eğer engelli kadın, kendini ifade etmekle ilgili sorun yaşıyorsa ki daha çok zihinsel engelliler bunu ciddi anlamda yaşıyorlar. En çok onlar şiddete maruz kalıyor gibi görünüyor.

Çünkü failler kendilerini tanımayan, yaşadıklarını ifade edemeyen, tırnak içinde güçsüz buldukları şiddete maruz bırakılan kadınlara yöneltiyorlar bu tür eylemleri. Dolayısıyla kadın kendisini ifade etmekle ilgili sorun yaşadığı için ne başına gelenleri anlatabiliyor, ne faili tanımlayabiliyor. Bu şekilde sonuca ulaşmak çok zor oluyor.

Diyelim ki bir şekilde mekanizmaları harekete geçirdiniz. Orada da engelli kadının kendini yeterince ifade edememesinden kaynaklı karşılaştığı meslek profesyonellerinin bu konuda donanımlı olmaması, farkındalıklarının bulunmaması gibi nedenlerle de genelde çok detaylı araştırmalar bazen yapılamayabiliyor delil toplamakla ilgili ciddi sorunlar çıkabiliyor. Tüm bunlar meselenin sanıyorum görünürlüğünü azaltan sebepler oluyor.

Şiddet öncelikle farkında olmanızı gerektiren bir mesele. Yani farkında olmadığınız bir şeyi şiddet olarak ifade etmeniz ya da kabul etmeniz çok olanaklı olmuyor.

Bu sadece engelli kadınlar için değil tabii ki bütün kadınlar için böyle. Ama dediğim gibi engelli kadınlar için biraz daha zor. Çünkü şiddet bazen engelli kadına belki bakım veren kişiden doğru yönelebiliyor. Bazen kaldığı kurumdaki meslek profesyonellerinden yönelebiliyor. Yani şiddetin yöneltilebileceği birçok alan var.

Sivil toplum örgütlerinden haberdar olmak, barolara ulaşmayı denemek ve şiddetin sadece kendi başına gelen bir şey olmadığını düşünmek.

Buradan doğru iyi gelecek bir şey olabileceği için olumlu olabilir. Aksi takdirde kadınların kendilerini harekete geçirebilecek merkezlere, kişilere ulaşmalarında birtakım olanaklar gerektiren bir durum biliyorsunuz.

Araştırma yapmanız, okumanız için bir internet erişiminizin olması gerek. Bilgisayarınızın olması gerek. Bir gazete, dergi okuyabiliyor olmak gerek. Gazetelere dergilere erişebiliyor olmak gerek. Engelli kadınlar açısından bunu yakalamak ve harekete geçmek biraz daha zor.

Kadınlar ve LGBTİ+'lar Direniyor, Kazanıyor -1 Kadınlar Birlikte Güçlü / Selin Top

Kadınlar ve LGBTİ+lar Direniyor, Kazanıyor -2 Kadın Zamanı Derneği / Dilek Başalan

Kadınlar ve LGBTİ+'lar Direniyor, Kazanıyor-3 Mor Çatı Vakfı / Açelya Uçan

Kadınlar ve LGBT+'lar Direniyor, Kazanıyor-4 Kadın Savunması / Rüya Kurtuluş

Kadınlar ve LGBTİ+lar Direniyor, Kazanıyor-5 Mor Dayanışma Cemile Baklacı: Yeni bir toplum inşa edebiliriz

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner78

banner79