Teşekkür ederim Sayın Bakanım. Şimdi, evet, Evren Hocam haklı, bize genel olarak şunu anlatmaya çalıştı: Yani niceliğe değil, niteliğe bakan bir FTR yaklaşımı olmalı. Katılıyorum, bütüncül bir eğitim, bütünleştirici bir eğitim olmalı, sonuç odaklı olmalı. Bunlar bir zihinsel devrim gerektiriyor aslında, bir sistem değişikliği gerektiriyor, olması gereken bunlar hakikaten ama pratikte tabii çok aksıyor. Mesela, pratikten bir örnek vereyim: Şimdi, havuz terapisi, hidroterapi alıyor çocuklar ve bakıyorsunuz bu tüm seanslar arasında bir sayı olarak yer alıyor yani ayrı bir eğitim olmuyor. Yani 90 seans olacaksa, hidroterapi de havuz terapisi de arasına katılmış oluyor ve çocuğunun alacağı seans sayısı düşmüş oluyor yani bunlar aslında pratikte gördüğümüz hususlar, bunları da hatırlatsanız sanırım önemli olur diye düşünüyorum çünkü çocuklar için o havuzda hidroterapi zaten hem keyifle yaptıkları hem de geliştirici bir eğitim metodu, seans ama genel seanslarının arasında maalesef sayısı yer aldığı için bu sefer kayıpla neticeleniyor çocuklar için, aileler için.
Yine, ekip konusunun altını çizdiniz, bence de önemli, refakatçinin yaklaşımı önemli. Bütün bunlar önemli ayrıca tabii, bize çok geliyor. Şimdi, bu raporların durumu, süresiz raporu meselesi, Komisyonumuz bunun mutlaka değerlendirecek. Mesela, Sayın Bakanım, Maraş’ta görüştüğümüz engelli bir çocuğu olan vatandaşımız yurt dışına çıkacak, pasaport alacak. İşte, çocuk yüzde 70 engelli, beş yıl süreli olduğu için, süresiz verilmediği için çocuğunu alıp yurt dışına gidemiyor. Şimdi, böyle bir sürü pratikte sıkıntılar var. Yine, geçtiğimiz hafta gündeme getirmiştim, hatırlarsınız, çok ağır MS hastası, sağ olsun Oğuz Bey ilgilenmiş. Yani, kontrole gitmediği, rapor yenilenmediği için vatandaşın hakları çiğnenmiş bir şekilde yani bunların süresiz olması gerçekten çok önemli. Şu an yoğun bir şekilde burada hak ihlalleri yaşanıyor, bir an evvel bu konunun altını çizmemiz gerekiyor. Yine, mesela, FTR’yi de ilgilendiren bir vaka önüme geldi, diyor ki: “Evli ve 2 evlat sahibiyim, doğuştan ortopedik engelliyim, yüzde 56 raporum var. Sol kol gelişmemiş, kısa ve parmaklarım yok. Sigorta girişliyim, SGK beni önce hastaneye sevk etti, sonrasında ‘İş gücü kaybı yoktur.’ diye emeklilik hakkımı aldı.” ve vatandaş çok zor durumda. Şimdi, bunlar önümüze çok geliyor yani SGK, evet, bir hesap kitap yapıyor, Maliye Bakanlığı da bu hesap kitapları yapıyor ama madem Engelliler Komisyonuyuz, engelli bireylerin sorunlarını araştırmaya çalışıyoruz, sahada çok sıkıntılar var. Gerçekten bunları bir an evvel bitirmemiz gerekli çünkü cari bir şekilde sürekli ihlal üretiyor burası. Gerek engelli birey için, gerek çocuğu için, annesi, babası ve refakatçiler açısından oldukça önemli sıkıntılar.
Bir de son olarak, yani, bütün bunların üstüne bu yoğun bir şekilde geliyor bize. Hem engelli hem de 15 Ocak 2025 yasası, vergi indiriminden kaynaklı engelli emeklilik haklarının kaybolması konusunda Komisyona, sanırım size de Sayın Bakanım çok başvuru geliyordur. Bu konuya da mutlaka bir çözüm bulmak zorundayız diyorum. Teşekkür ediyorum.
YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. EVREN YAŞAR – Kesinlikle. Bir de Sayın Vekilime cevaben, seans derken, belki de orada yanlış mı anlıyorum? Akuaterapi havuza girdiği için…
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Evet.
YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. EVREN YAŞAR – Bu hastanede yatış süreciyle ilgili veya rehabilitasyon süreçleriyle ilgili…
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Seans sayısı. Herhâlde haftada ikiye bile denk gelmiyor.
YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. EVREN YAŞAR – Şimdi, burada zaten eğitim olayı farklı, rehabilitasyon olayı farklı, eğitimde rehabilitasyon farklı; onu arz etmeye çalıştım konuşmamın bütünlüğünde. Oradaki seanslarda mutlaka havuzun katkısı olan… Mesela, MS örneği verdiniz, ben MS hastalarıma mümkün olduğu kadar havuzu önerim veya akuaterapi öneririm. O başkadır, hastanede geçen süre ama engelli çocuklarla ilgili tamamen ayrıdır, fizyoterapi desteğiyle beraber… Bunlar, hani, size seans olarak arz etmişler muhtemelen Sayın Vekilim. Bu sayılarla, sürelerle ilgili konu, biraz önce konuşmamda geçtiği üzere, işte bu haftada iki saati paylaştırma noktasına geldiğimiz zaman sıkıntıya sokuyor bizi. O fizyoterapisti de sıkıntıya sokuyor iş ve iş uğraşı terapistini…
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Yani 90’ın içinde sayılıyormuş.
YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. EVREN YAŞAR – Şimdi, işte, biraz önce Sayın Bakanım sağ olsun, bize vereceği ödevle beraber geniş çaplı bir eğitim modelinin entegrasyonu içinde değerlendirmemiz gerekiyor bunu. Bu hastanelerdeki rehabilitasyon modelinden ayrı ama hastanelerde “Aqua terapi” derseniz onu da yarım saat anlatırım size, o başka bir konu. Saygılarımı sunuyorum.
