"
Halk TV yazarı İsmail Saymaz, bugünkü yazısında, Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde depremden sonra yaşananlarla ilgili tüyler ürperten iddiaları köşesine taşıdı. Ebe Şükriye Tuncer, 5 Şubat gecesi Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakımında yatan dokuz yaşındaki zihinsel engelli, solunum cihazına bağlı oğlu Mehmet Mirza’yı ziyaret edip öptü, son fotoğrafını çekip eve döndü. Deremden sonra gittiği hastanede bulamadı. 9 gün sonra ise oğlunun kimsesizler mezarlığındaki mezarını buldu. Bir başka sağlık çalışanı ise dehremin ardından hastanede yaşananları anlattı.
19
Depremde binaları ayakta kayan Ebe Şükriye Tuncer ve eşi hastaneye koştu. İçeride, yoğun bakımda 80’i aşkın hasta elektrikler kesildiği ve jeneratörler devreye girmediği için hayatlarını kaybetmişti. Ebe Tuncer sonrasını şöyle anlattı: “Geldiğimde yağmur yağıyordu, karanlıktı, can pazarıydı. Bir şey bulamadım. Ondan sonra hep hastanedeydim.”
29
"Risk alıp çocuğumun yattığı bölüme kadar geçtim. Bomboştu. Dışarıdan gelenler yardıma koşmuştu. Ama onlar bilemez. Girişi bildiğim için ‘Bir ümit’ deyip her yere girdim. Ta yattığı yere kadar geçtim, yok yok yok. Oğlumu bulmak için hastanede 300 cesedin yüzünü açıp tek tek baktım. Bulma derdine düşmüşüz ya. Ben açtım. Eşim açtı. Baktık açtık, baktık açtık. Hangi ceset bize ait diye. 9 - 10 gün ceset aradık. Karıştı üçüncü günden sonra. Enkazdakiler de geldi.”
39
Kimsesizler Mezarlığı’nda buldu
Tuncer, oğlunun bir gün önce çektiği fotoğrafını yayınladı. Bu sayede Mehmet Mirza’nın dokuz gün sonra kimsesizler mezarlığında olduğunu öğrendi. Tuncer: "Nasıl öğrendim? Çocuğumun fotoğrafını çekmiştim. Allahtan ki içime doğdu. Her yerde yayınladım. Sağ olsun, o gün ölenleri çıkaran jandarma da çekmiş. Otopsi yapılmış çadırda, tır kamyonuna atılmış çocuklar. Yağmur yağdığı için cesetleri nereye koyacaklar? Bir kamyon ayarlanmış. Kamyonun içine koymuşlar. Hastanedekiler, enkazdan gelenler, karışık, hepsi. Oradan da otopsi almak için çadırlara… Fotoğraflayıp Narlıca’ya gömülmüş.”
49
Elektrikler kesildi ve öldüler...
Tuncer, oğlunun 68 numaralı mezarlıkta yattığını ifade ediyor. “Allahtan tek gömmüşler. Toplu gömülme olmamış” diyor, cenazeyi köyüne götürmek istiyor. “Benim ve çocuğumun DNA örneğini Gaziantep’e gönderdiler. Sonuç çıkmadı” diye ekliyor. Oğlunun nasıl öldüğüne ilişkin olarak, “İdarecilerle görüştüm. ‘Elektrikler gitti, jeneratörler devreye girmedi’ dediler” şeklinde konuşuyor.
59
Gelip cenazelerine baktılar, diğerlerini kurtarmaya gittiler
Halk TV yazarı İsmail Saymaz'ın aktardığına göre, görevli sağlıkçı C., deprem bölgesinde yaşananları, “İlk iki gün savcı yoktu. Savcının olmaması cenazelerini bir an önce gömmek isteyenlerin önünde engeldi. Beklediler, beklediler, savcı gelmeyince götürdüler. Bunlar normal ölüm değil. Yaralanmış, parçalanmış. Bir an önce gömmek gerekiyor. Ayrıca cenaze sahibi enkaza dönüp diğer yakınlarını çıkarmak istiyor. ‘Savcı gelmeden götüremezsiniz, problem olur’ diyoruz. ‘Burada dursun, gideyim diğer cenazeleri çıkarayım’ diyor. Bunların sayısı 700’den fazladır. Dışarıda yer kalmadığı için cenazeler üst üste yığıldı. Ceset torbaları üçüncü gün bitmişti. Yoktu” diye anlattı.
69
"Fotoğraf çekip TIR’a koydular"
Cenazelerin TIR’a konduğunu ve soğutma sistemi bulunmadığını belirten C., “Cenaze çok geldiği için koyacak yer kalmadı. Üst üste konması da sıkıntı. İnsanlar diyor ki ‘böyle mi bakıyorsunuz.’ Bunların göz önünden kaldırılması isteniyordu. Fotoğraf çekip TIR’a koydular” diye konuştu.
79
"Bakan gelecek diye dört TIR çıktı"
C., dördüncü gün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ziyaret edeceği için ölülerin TIR’lara doldurulup götürüldüğünü iddia etti, “TIR kasası tamamen dolu. Böyle dört TIR çıktı” dedi.
89
"Hastaneden 100’ü aşkın cenaze çıkarıldı"
C., hastaneden 100’ü aşkın cenaze çıkarıldığını ileri sürdü.